Vücudumuzdaki mikroorganizma topluluğu olan ve 100 trilyon kadar bakteri içeren Mikrobiyotamızın önemi konusunda her geçen gün bilgimiz artıyor. Kimi zaman aşırıya kaçan ve suistimal edilen uygulamalara rağmen.
Bağırsak ve ağızmikrobiyotamızın sağlıklı yaşam için dengeli olması artık çok önemli bir bulgu olarak karşımızda. Ağız-nefes kokusu tedavileri ile uğraşırken koku ölçümleri ile dil-dil kökü bölgesinin önemini keşfettiğimizde inanılmaz çeşitlilikte bir yaşam alanı gördük.
Dil karşımızda eşsiz bilgileri barındıran bir organ olarak durmaktaydı ve Human Oral Mikrobiome Database adı verilen İnsan Ağız Mikrobiyom Veritabanında 700 e yakın bakteri çeşitliliği yaşam döngüleri ve insan vücuduna etkilerinin keşfi için bize bakmaktaydı.
Ağız hijyeni ve ağız-dil-baş boyun kanserleri arasındaki ilişkiyi uzun süredir biliyoruz ancak ek olarak pankreas ve sindirim sistemi kanserlerinde de bozulmuş ağız-dil mikrobiyotasının önemli bir risk faktörü olduğunun tespiti Koruyucu Hekimlik uygulamalarını değiştirecek.
Bilimsel Etki Faktörü 18 gibi Yüksek bilimsel düzeyde olan “Gut” dergisinin Aralık 2019 sayısında yayınlanan “Ağız Mikrobiyotası Pankreas Kanseri ilişkisi” çalışması da bu alanda önemli bir çalışma. Özet linkini aşağıda paylaşıyorum.
https://gut.bmj.com/content/68/12/2186
Tekrar söylüyorum;
Pek çok kişi ağız kokusu tedavisi sonrası sadece ağız kokularının geçmediğini kendilerine olan özgüvenlerinin arttığını ve yaptıkları beslenme sistemi ile genel sağlık düzeylerinin iyileştiğini de belirtmekteler.