Her iki burun boşluğunun çatısında yer alan ve insanlarda yaklaşık 1’er cm2 lik bir alana yayılan koku alanındaki , koku algılayıcı hücreler aynı şekilde sinüslerin içini kaplayan örtü tabaka içerisinde de bulunmaktadır. Sinüslerin içerisinde düzenli olarak üretilen salgılar genel olarak bürün içerisinde yer alan solunum ve koku örtü tabakalarının ikisini birden temizler ve işlevselliğine katkıda bulunur.
Sinüslerin iltihabı sonucu oluşan aşırı salgı üretimi , sinüs ağızlarının tıkanması ile karakterize sinüzit hastalığında ise hem koku alanının üzerindeki salgı miktarının artması hem de koku alanına ulaşan koku moleküllerini bloke edici tıkanıklıklar nedeniyle koku alma duyusu azalır. Buna ek olarak sinüzitin etkeni olan bakterilerin ürettiği çeşitli kokular kişinin sürekli kötü bir koku algılamasına neden olur ve diğer kokuları algılamada bir engel teşkil eder.
Alerjik Rinit modern yaşamda en sık karşılaştığımız KBB problemlerinden biridir.
Alerjik Rinitli hastalarda burun tıkanıklığı, burun kaşıntısı, burun akıntısı, hapşırma gibi şikayetlerin yanısıra koku alma bozukluğu da görülür.
Polen allerjisi olan kişilerde polen mevsiminin başlaması ile koku ile ilgili sorunlar artış gösterirken, ev tozu (akar) alerjisi olan kişilerde 4 mevsim koku ile ilgili şikayetler mevcuttur. Hastaların koku ile ilgili ilgili şikayetlerini KBB muayenesi, görünütüleme yöntemleri ve Koku Testleri sonrasında teşhis etmek ve tedavisini düzenlemek mümkündür.
Koku Tıbbının en zor alanlarından birisini kafa travmaları sonrası oluşan koku bozuklukları oluşturmaktadır. Özellikle oksipital bölge adının verdiğimiz başın arka tarafına alınan kafa travmaları ve burundaki koku alanı ile beyindeki koku soğancığı araısndaki bağlantıyı sağlayan ince deliklere sahip kemiksi yapının bulunduğu burun tavanına alınan kafa travmalarında sıklıkla koku kaybı ve koku bozukluğu ortaya çıkar.
Koku reseptör nöronlarının bu travma sonrası kendini yenileme kapasitesi olmasına rağmen özellikle 2. nöronla bağlantı yollarını bulamamasından dolayı koku kaybı devam etmektedir. Bu gibi durumlarda “Endoskopik Koku Alanı Muayenesi” ve sonrasında “Koku Yolları İleri Görüntüleme Teknikleri” , “Psikofizik ve Elektrofizik Koku Testleri” ile problemin yeri ve şiddeti ortaya konmakta sonrasında problemin çözümü için hangi terapi tekniğinin kullanılacağına karar verilmektedir.
Unutkanlık ve Koku duyusu Koku duyusunun hafıza ile ilgili bölgelerle yakın ilişkisi uzun zamandan beri bilinmektedir. Öyleki koku hafızamızla anılarmızı bir biriyle bağdaştırabilir. Kokladığımız kokularla yaşantımızda zaman yolculukları yapabiliriz.
Doğuştan işitme engelli, görme engelli insanların olduğu gibi doğuştan koku alma bozukluğu olan kişiler de var. Kimi koku bozukluğu hastalıkları anne karnında başlar ve ömür boyu devam edebilir. Örneğin Kalmann sendromu adını verdiğimiz doğuştan koku bozukluğu nedeni olan bir hastalıkta, koku bozukluğunun yanında üreme işlevi ve cinsel gelişim ile ilgili bozukluklarda tabloda yer alır. Doğuştan koku bozukluğu olan kişilerin muayenesinde öyküyü sorgulama çok önemlidir.
Koku duyusunun hayatın başlangıcından itibaren olmamasını hangi davranışlarla telafi etmeye çalıştıkları, bu duyunun eksikliğinin yaşantılarında ne gibi sorunlara yol açtığı net olarak sorgulanmalı ve koku yollarını bir bütün olarak muayene ve görüntüleme yöntemleri ile birlikte değerlendirmeliyiz.