Kulaklarımızın en önemli fonksiyonları işitme ve denge fonksiyonlarıdır. İşitme kayıpları da doğuştan ya da sonradan olmak üzere 2 ye ayrılır. Doğuştan işitme kayıpları artık tüm yenidoğan çocuklara yapılan işitme testleri ile Doğumun hemen sonrasında tespit edilmektedir. BERA ya da ABR adı verilen ve çocuğun test esnasında bir cevap vermesini gerektirmeyen, “işitsel uyarılmış beyin sapı cevapları” adı verilen elektriksel aktivite kayıtları ile yeni doğan çocuğun işitip işitmediği ortaya konulur. Daha sonra çıkan sonuca göre de koklear implant adı verilen biyonik kulak ile tekrar işitemeyen çocuğun sesleri algılaması Ve işitmesi sağlanır. Bu işitme kayıplarının erken dönemde tespiti çocuğun tüm gelişimini etkilemesi açısından çok önemlidir. Sonradan ortaya çıkan işitme kayıpları ise çocukluk çağı, erişkin dönem ve yaşlılık dönemi olarak yaş gruplarına ve iletim tipi ile sensorionöral ( sinirsel) tip olarak da türlerine ayrılır. Çocukluk çağında sonradan ortaya çıkan en sık işitme kaybı nedenleri Akut orta kulak iltihabı, kulakta sıvı birikimi yani seröz otitis media, kulak kiri ( buşon ) , üst solunum yolu enfeksiyonları sinüzit , ateşli hastalıklar gibi durumlardır.
Erişkin dönemdeki işitme kayıplarının en sık nedenleri ise ani işitme kaybı , östaki tüpü tıkanıklığı, otoskleroz ( orta kulak kemikçiklerinde kireçlenme) , kulak kiri, kulak zarı delinmesine bağlı kronik orta kulak iltihapları , basınç travmaları , yüksek sese maruziyet sonrası olan akustik travmalardır. Sebebe yönelik tedavi burada önemlidir. Yaşlılıkta ise en çok presbiakuzi adını verdiğimiz iç kulağın yaşlanması Ve kulak kiri bireylerde işitme kaybı yapar.