Burnumuz yüzümüze ifade verir. Bu nedenle de “Acaba ameliyat olsam da burnumu biraz daha farklı yaptırsam daha mı güzel olurum?” sorusu akıllara gelir. Özellikle haberlerde kadınların özgüvenlerini kazanmaları için sanki bu operasyonlar şart gibi vurgulanır. Bu durum başlı başına farklı bir konu ancak bu ameliyatlar doğru ellerde yapılmazsa koku alma duyunuz zarar görebilir.
Burun ameliyatları sonrasında koku duyusu kaybolma riskinin olması ve bu konunun mutlaka dile getirilmesi gerektiğini söyleyen Tat ve Koku Araştırmaları Dernek Başkanı Doç. Dr. Aytuğ Altundağ çok uzun süredir “Burun Fonksiyonları” üzerine yoğun çalışmalar yapıyor. Burnu tüm fonksiyonları ile bir bütün olarak değerlendirmenin üzerine farkındalık oluşturma konusunda da Türkiye’de farklı bir bakış açısı kazandıran Doç. Dr. Altundağ, burun ameliyatları hakkında sorularımı yanıtladı.
Tüm dünyada en sık yapılan ameliyatların başında burun ameliyatları gelir. Burun ameliyatları olarak adlandırılan grup içerisinde kendi içerisinde alt gruplara ayrılmış bölümler mevcut. “Burun- Burun Eti – Sinüsler” olarak adlandırılan anatomik bölgeler bu cerrahilerin uygulama alanlarıdır. Burun boşluğundan farklı bir alanda olmasına rağmen endoskopik teknikler uygulamaya geçirildikten sonra sinüs ameliyatları için de kullanılan yol burun içerisinden geçiyor. Bu ameliyatları düşünen bir hasta burun ameliyatı ile ilgili bir sürece girdiğinde, doğal olarak bu ameliyatı olan çevresindeki tanıdığı bireylere sorarak bilgi sahibi olmaya ve bu operasyonlardaki başarı oranlarını ölçmeye çalışıyor. “Burun ameliyatı oldum” cümlesi de doğal olarak çok geniş bir ameliyat grubunu tanımlıyor.
Burada kastedilen operasyonlar; burun kemiği ve kıkırdağı eğriliğinin düzeltilmesi operasyonu, burun dış görünüşünün burun sırtı ve burun ucunu kapsayacak şekilde düzeltilmesi operasyonu, burun eti küçültülmesi gibi birçok çeşidi kapsıyor.
Hastalarla operasyon öncesi gerçekleştirilen görüşmelerde bu bölgelerdeki farklı işlemlerin detayları yeteri kadar hasta ile paylaşılmazsa çoğu hasta burun içerisine hangi işlemlerin ne amaçla yapılacağını da tam olarak bilemez. Sonuçta bu üç anatomik bölgenin olası ilişkileri ve cerrahi seçenekleri konusunda da kafa karışıklarının olması mümkün.
Bir burun operasyonunu planlarken öncelikle hastanın sorunu konusunda operasyondan önce net olarak fikir sahibi olunması gerekir. Geniz akıntısı şikayeti ile gelen bir hastada geniz akıntısı yapan muhtemel diğer nedenler mutlaka sorgulanmalı, burun tıkanıklığına eşlik eden hapşırma, burun akıntısı gibi ek bulgular varsa alerjik hastalıklar yönünden de hasta değerlendirilmelidir. Nefes alma dışında kişinin görsel kaygıları varsa bunlar da göz önünde bulundurulmalı ve hastaya bu problemine yönelik bir çözüm önerisi sunulmalıdır.
Burun ameliyatını planlarken burnun tüm fonksiyonlarını göz önüne alan cerrahi disipline sahip burun cerrahisi konusunda uzmanlaşmış cerrahların burun ameliyatlarını gerçekleştirmesi faydalıdır. Burun fonksiyonları nefes alma, koku alma, havayı nemlendirme ve yüze uyumlu bir imaj oluşturmadır. Burun ameliyatlarında kullanılacak teknolojilerin burun içi fonksiyonları etkilememesi, burun içerisinde yapılacak anatomik değişikliklerin bu koruyucu felsefe ile gerçekleştirilmesi revizyon ameliyat oranını düşürecektir. Bu nedenle tekrarlayıcı burun ameliyatlarından kaçınmak için burnun fonksiyonel ve görsel işlevini birlikte değerlendiren cerrahlarca yapılmalıdır.
Burun ameliyatını çok acil bir durum olmadığı durumlarda ve yüz kemiklerinin gelişmesinde bir asimetriye yol açmayacağı durumlarda 17-18 yaşından sonra yapmak gerekir. İleri eğrilikler ve fonksiyonun tama yakın bozulduğu durumlarda bu ameliyat daha erken yıllarda yani çocukluk yaş grubunda da yapılabilir. Hatta kimi zaman doğum travmaları ile oluşan ileri eğrilikler de koruyucu bir şekilde yenidoğan döneminde de burun cerrahisi gerçekleştirilebilir.
Mevsim olarak da eskide yaz aylarında çok tercih edilmeyen burun ameliyatını gerek operasyonlarda kullandığımız teknolojinin ilerlemesi, gerekse ameliyat sonrası bakım konforunu artıracak ilaçların artması nedeniyle her mevsim yapmakta bir sakınca görülmüyor.
Burun ameliyatında burun içerisinde aşırı kuruluk oluşması, burun tıkanıklığının devam etmesi, burun dış görünümünün bozulması ve ameliyat sonrasında koku duyusunda bozulmalar olması gibi riskleri söyleyebilirim. Burada kullanılan teknikler, teknolojik aygıtların seçimi, operasyon sonrası takipler gibi olgular operasyon başarısında çok etkilidir.
Burun ameliyatı sonrası koku duyusunda değişiklikler olabilir. Burun içi ve dışında değişiklik yapılırken koku alma fonksiyonunu etkileyecek darlıklar oluşturulursa hastaların koku alma fonksiyonunda azalma ortaya çıkabilir. Anatomik olarak tekrar yapılacak düzeltmelerle koku alma fonksiyonu geri kazanılabilir.
Günümüzde yoğun iş hayatı bireyin normal hayata dönüş sürecinde de beklentileri artırmaktadır. Bugünkü teknolojik gelişmeler çok daha hızlı iyileşme dönemini bizlere sunmaktadır. Burun ameliyatı sonrasında birkaç gün içerisinde hastalar normal hayatlarına geri dönebilirler. Burun dış görünüşünde değişiklik yaptığımız operasyonlardan sonra da 1 haftalık bir istirahat süreci yeterli olur.
Haberin kaynağını görüntülemek için tıklayın.
Yazar : Esra Öz / Gazeteci