Sosyal medya bu yöntemi konuşuyor! Korona uyarısı...
Son günlerde sosyal medyada, koronavirüs sonrası görülen koku kaybını saniyeler içinde geri getirdiği iddia edilen bir yöntemin videosu dolaşıyor. Peki, bu yöntemin işe yarama ihtimali var mı? Yüzdeki ve kafadaki bazı noktalara vurarak uygulanan bu yöntemle ilgili Prof. Dr. Aytuğ Altundağ, çarpıcı uyarılarda bulundu.
Birçok kişi koronavirüs sırasında ya da sonrasında koku alamama, tat kaybı gibi belirtiler yaşıyor. Bu belirtilerin kısa ya da uzun sürmesiyle ilgili de birbirinden farklı pek çok bilimsel çalışma ve açıklama var.
Koronavirüs geçirmiş hasta profilinde en sık karşılaşılan koku sorunları ise şöyle sıralanıyor: ‘Karantina bitince koku duyusu hiç geri gelmeyenler’, ‘1 ay geçince koku duyusu geri gelmeyenler’, ‘6 ay bekle denilip geri gelmeyenler’, ‘Geri geldiğinde eski keskinlikte koku alamayanlar’, ‘Koku duyusu geri geldiğinde kokuları eskisinden farklı ve değişik olarak algılandığını tarif edenler...'
Buna bağlı olarak dünyada birçok doktor, kokuyu geri getirecek ilginç yöntemler paylaşıyor. Dr. Kevin W. Ross'un koku ve tat kaybını saniyeler içinde geri getirdiği iddia ettiği tekniği ise sosyal medyada gündem oldu. Peki bu yöntem nasıl uygulanıyor? Öncelikle sağ el kalbin üzerine getiriliyor. Daha sonra sol el işaret parmağı ile iki kaşın ortasına dokunup olfaktöryel sinir uyarılıyor. Birinin yardımıyla başın arkasındaki çıkıntılı (oksipital kemik) kısmına vuruluyor. Aynı işlem dil ucuyla tekrarlandıktan sonra tat sorununun da çözüldüğü iddia ediliyor.
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Aytuğ Altundağ, bu ve bunun gibi teknikler hakkında uyarılarda bulunup, koronavirüs sonrası koku kaybını geri getirecek bilimsel yöntemler paylaştı.
KORONAVİRÜSÜN KOKU KAYBINA NEDEN OLMASININ ASIL NEDENİ…
Tüm üst solunum yolu enfeksiyonlarında, geçici koku duyusu kaybı yaşanabiliyor. Bazı durumlarda koku alma bozukluğu uzun süreli bazı durumlarda ise kalıcı olabiliyor. Koronavirüs ise diğerlerinden farklı olarak çok daha fazla oranda koku alma bozukluğuna yol açan virüs hastalıkları arasında. Bunun nedenini açıklayan Prof. Dr. Aytuğ Altundağ, “Virüsün hücre içine girerken kullandığı reseptörler, burun içerisindeki koku alanında yer alan destek hücrelerinde çok yoğun olarak bulunur. Dolayısıyla virüs, hücre içine girerken ve çoğalırken bu bölgede kendisine uygun kapılar bulduğu için koku kaybı koronavirüste karşımıza çok yüksek oranda çıkıyor" dedi.
YÜZDE 70'İ KOKU KAYBI YAŞIYOR
Koronavirüs enfeksiyonu geçiren kişilerin yaklaşık yarısında yüzde 70’e varan oranda koku kaybı ortaya çıkıyor. Koku kaybı oluşan hastaların yüzde 80’i karantina dönemi bittiğinde koku duyusu tekrar geri gelmiş olarak hayatlarına devam ediyor.
'KOKU TESTİ YAPILMASI ŞART'
Koronavirüs sonrası koku alma bozukluğu kalıcı hâle gelebilir mi? Prof. Dr. Altundağ, “Yaptığımız bilimsel çalışmalarda bu hasta gruplarının hangi oranlarda olduğunu çıkardık ve süreç hakkında çok önemli bilgiler sunan çıkarımlarımızı da uluslararası bilimsel dergilerde yayımladık. Bu yüzden bu sorunun cevabı hem evet hem de hayır. Türkiye'de pandemi esnasında koku duyusunu kaybetmiş ama iyileşmiş milyonlarca kişi varken, hâlâ şikayetleri devam eden hastalar da var. Tüm bunları ayırt etmek için de bu hastalara 'koku testi' yapılması şart” vurgusunu yaptı.
Aytuğ Altundağ, kişinin kokuyu hangi keskinlikte aldığı ve aynı zamanda hangi kokuyu ne olarak algılamaya başladığı da tespit edilirse, kaybın kalıcı olup olmayacağı konusunda daha net bilgiler elde edileceğini söyledi. Altundağ, “Koronavirüse bağlı oluşan koku kaybında daha önceki diğer virüslere bağlı koku kayıplarında uyguladığımız tedavi yöntemlerinden ve tecrübelerimizden çok yararlandık. Bu da pek çok hastamızın hızlıca iyileşmesini sağladı” diye konuştu.
‘K-9 YA DA TAZI BURUNA SAHİPSENİZ HASARIN ŞİDDETİ DAHA YÜKSEK’
Koronavirüste kaybedilen koku kaybının çok büyük bir oranda ilk 14 günde geri geldiğini aktaran Altundağ, bir kısmının 1 ay ya da 6 ay sürebildiğini belirtti. 6 aydan daha uzun süredir şikayetleri devam eden vakalara da rastlanabildiğini ekledi.
Altundağ’a göre 'K-9 ya da Tazı Burun' olarak adlandırılan buruna sahip olanlar, diğer insanlardan çok daha keskin bir şekilde koku kaybına uğruyor. Öyle ki bu kişilerde oluşan hasarın daha şiddetli ve süresinin de uzun olma olasılığı kat kat yüksek. Altundağ, “Bu kişiler hastalık öncesi yaşamlarında da kokuları normal bireylerden farklı zenginlikte algıladıkları için kayba karşı daha da hassas oluyorlar” dedi.
Prof. Dr. Aytuğ Altundağ, hastaların ‘bekle gör politikası’ izlememesi gerektiğini, bir an önce koku testini yaptırıp ne tür bir kayıp yaşadıklarını belirlenmesi konusunda adım atmaları gerektiğinin önemle altını çizdi.
DÜNYA GENELİNDE 7 MİLYON KİŞİ BU SORUNU YAŞAYABİLİR!
Bazı kişiler, hastalığı atlatsalar da sürekli bozuk balık, yanmış ekmek kokusu gibi kokular aldıklarını vurguluyorlar. Bunun sebebini parozmi ve kakozmi adını verilen hastalık sonrası uzun dönemde ortaya çıkan vücudun verdiği bir eksik ya da yanlış iyileşme cevabı olarak yorumlayan Prof. Dr. Aytuğ Altundağ, “Bu durum Uzamış Kovid bulgusu olarak karşımıza çıkıyor ve insanların yaşam kalitesini çok ciddi oranda etkiliyor. Beslenme problemleri yaşayan ve ciddi kilo kaybı olan hastalar var. Yedikleri yemekten keyif alamıyorlar, dışarıda kötü bir kokuyla karşılaşma kaygıları ortaya çıkıyor ve bu duygu durumlarında da bozulmalara yol açıyor. Sonrasında bu kişilerde bir yetersizlik duygusu da oluşmaya başlıyor. Eğer yakınları anlayışlı davranmazsa, süreç bu kişilerde çok daha travmatik olabiliyor. Salgın üzerine yapılan matematiksel modellemelere göre yeni yapılan bir çalışmada dünya genelinde 7 milyon kişinin bu sorunu yaşayacağı öngörülüyor” bilgisini paylaştı.
'HİÇBİR BİLİMSEL DAYANAĞI OLMAYAN YÖNTEMLERE BAŞVURULUYOR'
Son zamanlarda dünya üzerinde birçok doktor kokuyu geri getirecek ilginç yöntemler paylaşıyor. Bunlardan biri de Dr. Kevin W. Ross'un koku ve tat kaybını 1 saniyede geri getirdiği iddia edilen yöntemi. Altundağ, bu yöntemin hiçbir bilimsel dayanağı olmayan, insanların umutlarını yanlış bilgilere yönelten, sağlık okuryazarlığı düşük olan gruplarda hızla yayıldığını ve sonucu da olumsuz olarak etkilediğini açıkladı. Altundağ, "Hasta gruplarından hangisiyseniz ona bakmanız lazım. Siz zaten yüzde 80’lik kendi kendine koku kaybı iyileşen gruptaysanız, zaten kendi iyileşecek bir durumu ne yaparsanız yapın iyileştirmiş olacaksınız" diye konuştu.
'TEREYAĞI SÜREN DE VAR YANMIŞ PORTAKAL KOKLAYAN DA...'
Bu yöntemle ilgili görüşlerini dile getirmeye devam eden Prof. Altundağ, “Burnuna tereyağı süren de oldu, yanmış portakal koklayan da... Bu yöntemlerle iyileşenler zaten bir şey yapmasa da iyileşecek kişilerdi. Asıl tedavi etkinliği için üzerinde durulması gereken hasta grubu uzun süreli koku kaybı olan hastalardır. Maalesef bu yöntemin de bilimsel etkinliği kanıtlanmamıştır. Bu işlemde sadece kafanıza parmaklarınızla vurmakla kalacaksınız. Onun yerine dile getirdiğim tedavi etkinliği kanıtlanmış tedavileri uygulamanız çok daha önemli" açıklamasını yaptı.
KOKUYU GERİ GETİREN YÖNTEM: MODİFİYE KOKU EGZERSİZİ
2009 yılında diğer virüs enfeksiyonlarına bağlı koku kayıplarının tedavisinde dünyada ‘koku egzersizi’ adı verilen bir yöntem geliştirildi. Aytuğ Altundağ da yurt dışında uygulanan bu yöntemden ilham alarak 2015 yılında modifiye ettiği ve hastaların tedavisinde kullandığı ‘modifiye koku egzersizi’ tekniğini geliştirdiğini belirtti. Uluslararası bilimsel dergilerde yayımlanan ve tedavi prosedürlerinin içine alınarak tedavi rehberlerine konulan bu teknik hakkında Altundağ, "Çeşitli kokuların koklanmasına bağlı koku egzersizi, tüm dünyada önemli bir tedavi yöntemi olarak koronavirüs sonrası koku kayıplarında da uygulanmaya başladı" ifadelerini kullandı.
'EVDE GÜL, LİMON, KARANFİL VEYA OKALİPTUS KOKLAYIN'
Koku egzersizi temel alınarak günde 2 kez çeşitli kokulu yağların; örneğin gül-limon ya da karanfil-okaliptus gibi kokuların 9 ay boyunca koklanmasının hastalara önemli faydalar sağlayacağını aktaran Altundağ, "Sadece koku egzersiziyle iyileşmeyen hastalar mutlaka ileri tetkikler için koku değerlendirmelerinin yapılabileceği kliniklere başvursunlar. Bu hastalar için çoğunlukla ek ilaç tedavileri gerekebiliyor. Bu ilaçlar da kişilerin hastalık derecelerine göre değişiyor" dedi.
Habere gitmek için tıklayınız.
Bunlar da İlginizi Çekebilir
Gripsen Ballı Süt İçme!
Havaların soğumasıyla hızlanan grip salgınına karşı vatandaşları uyaran Dr. Aytuğ Altundağ, doğru bilinen bir yanlışa da dikkat çekti Altundağ, “Gripte sıcak süt ve balın hiçbir faydası yok, aksine zarar veriyor. Reflü, geniz akınt
Devamını OkuAğız Kokusunun Nedenini 4 Dakikada Saptayabilen Yöntem!
Ağız kokusu kişinin hem özel, hem de sosyal yaşamını ilgilendiren ve etkileyen bir sorun. Her 5 kişiden 1’i ağız kokusu sorunu (halitosis) yaşıyor. Diyelim o 5 kişiden biri sizsiniz. Peki, ‘bu kokunun nedeni ne’ sorusuna yanıt bulmak için gitmeniz ge
Devamını Oku